15 Aralık 2016 Perşembe

SENiN iÇiN

Sen...
Dağlarca, denizlerce uzaktaki sevgili,
Bilir misin?
Bende özlerim seni.
Sesini duymamış,
Yüzünü görmemiş olsam da,
Bir kere tenine dokunmasam da,
Özlerim, merak ederim seni...
Mesela gözlerini merak ederim,
İri mi? Siyah mı? Ela mı? diye.
Saçlarını merak ederim,
Uzun mu? Siyah mı? Kızıl mı? Diye.
Bilemiyorum ki...
Ben, seni bilmez,
Sen, beni bilmezken,
Yüreğimdeki bu ateş niye?

Bir gün geçti...

Sabah güneşi görerek uyandım. Günüm hep böyle geçecekmiş gibi ruhani bir havaya büründüm birden. Annem kahvaltımı hazırlamış canım benim ya. Neyse.... Güzel bir kahvaltıdan sonra, günün stresi ve heyecanını fazlasıyla görüp hissetmek için iş başı yapmaya karar verdim. En azından işimi seviyorum. :)

Efsane

“Bekler o kız akşamları yaslı
bir yalnızlık içinde; mutluluk özler.
Yuva kurmuş gözlerinde kaygı:
dönmeyen sevgiliyi gözler.
Karanlık rüzgârdı, gecenin birinde
büyü yaptı, kız şimdi bir fener.
Mutludurlar fener alevlerinde
seviyorum seni! diye fısıldayan kişiler.”


Behçet Necatigil


24 Haziran 2016 Cuma

Bakışların

Bir bakışın kudreti bin lisanda yoktur
Bir bakış bazen şifa bazen zehirli oktur...

Bir bakış bir aşığa neler neler anlatır
Bir bakış bir aşığı saatlerce ağlatır.

Bir bakış bir aşığı aşkından emin eder
Sevişenler daima gözlerle yemin eder...

Ağlamak İçin Gözden Yaş mı Akmalı?

Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?